Skip to content
Home » BUHARI VE MUSLIMDE GECEN KUDSI HADISLER pdf

BUHARI VE MUSLIMDE GECEN KUDSI HADISLER pdf

BUHARI VE MUSLIMDE GECEN KUDSI HADISLER
  • Kitap başlığı:
 Buhari Ve Muslimde Gecen Kudsi Hadisler
  • Yazar:
Imam al-Bukhari, Imam Muslim, İrfan b. Selim
  • Kitap Sayısı
222
  • Dil:
Türkçe
  • Görünümleri:

Loading

  • PDF Doğrudan  
İndirme için tıklayın
  • Satın al  
Kağıt Kapak için

BUHARI VE MUSLIMDE GECEN KUDSI HADISLER – Örneği

Tevhid’in Fazileti ve Şirkten Sakındırma

1) Enes bin Malik’ten (r.a.) rivayetle, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Yüce Allah cehennemliklerin en az azap görenine:

“Şayet yeryüzünde olan her şey senin olmuş olsaydı, onları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:

“Evet.” der. Bu cevap üzerine Allahu Teâlâ:

“Âdemin sulbünden birisi olarak senden bu dediğinden daha azını istedim ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi; ama sen bundan yüz çevirip ortak koştun.” diye buyurur.”[1]

 Buhârî’de geçen bir rivayet de şöyledir:

“Allah (c.c.) kıyamet günü cehennemliklerin en az azap görenine:

“Şayet yeryüzünde olan her şey senin olmuş olsaydı, onları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:

“Evet.” der. Bunun üzerine Allahu Teâlâ:

“Âdem’in sulbünden birisi olarak senden bu dediğinden daha azını istedim ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi; ama sen bundan yüz çevirdin ve bana ortak koştun.” buyurur.

 Yine Buhârî’de (6538) gelen bir rivayet de şöyledir:

“Kıyamet günü bir kâfir getirilip, kendisine:

“Yeryüzü dolusu altına sahip olsan, ateşten kurtulmak için onları feda eder miydin?” diye sorulur. O da:

“Evet.” der. Bunun üzerine:

“Şüphesiz senden bu dediğinden daha kolayı (azı) istendi.” buyurulur.

v Müslim’de (2805) geçen bir lafız ise şöyledir:

“Yüce Allah cehennemliklerin en az azap görenine:

“Eğer dünya ve içindekiler senin olmuş olsaydı, onları bu azaptan kurtulmak için feda eder miydin?” diye sorar. O da:

“Evet.” der. Bunun üzerine Allah (c.c.):

“Âdem’in sulbünden birisi olarak senden bu dediğinden daha azını istedim. Şüphesiz ki, o da bana hiçbir şeyi ortak koşmaman idi. (Ravi der ki: “Zannediyorum burada “bunu kabul edersen seni ateşe koymam.” dedi.) Ama sen bu isteğime karşı geldin ve bana ortak koştun.” diye buyurur.

v Yine Müslim’de (52/2805) gelen bir rivayet şöyledir:

“Kıyamet gününde bir kâfire:

“Yeryüzü dolusu altına sahip olsan, ateşten kurtulmak için bunları feda eder

miydin?” diye sorulur. O da “Evet.” der. Bunun üzerine:

“Bundan sonra daha azı (senden) istendi.” buyurulur.

***

2) Ebû Zer (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Her kim bir iyilik işlerse, ona bunun on katı kadarı veya daha fazlası olarak artırmam vardır. Kim de kötülük işlerse, onun karşılığı mislidir veya bağışlamamdır. Kim yeryüzü dolusu günah işleyip de bana hiçbir şeyi ortak koşmadan gelirse, onu getirdiklerinin misli kadar mağfiret ile karşılarım. Her kim bana bir karış yaklaşırsa, ona bir zira’ (arşın) yaklaşırım. Kim bana bir zira’ yaklaşırsa, ona bir kulaç yaklaşırım ve kim de bana yürüyerek gelirse, ona koşarak giderim.”[2]

İbadetlerde Şirkin Haram Oluşu

3) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki: “Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Ben şirke girip ortak koşanlardan (bütün bu şirk ve müşriklerden) uzağım. Her kim bir amel işleyip, bana herhangi birini ortak koşacak olursa, onu da şirkini de (yüz üstü) bırakırım.

Sebepleri Var Edenin Bizzat Allahu Teâlâ Olduğuna İman Etmek

4) Zeyd bin Halid el-Cühenî (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki:

“Resûlullah (s.a.s.) Hudeybiye’de, geceleyin yağan yağmurun peşinden bize sabah namazını kıldırdı. Resûlullah (s.a.s.) namazı bitirince insanlara yönelip: “Rabbiniz ne buyurdu biliyor musunuz?” dedi. Onlar da:

“Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dediler. Resûlullah (s.a.s.) de bunun üzerine: Allah buyurdu ki: “Kullarımın arasından bana iman eden de oldu, kâfir olan da: “Allah’ın fazlı ve rahmetiyle bize yağmur verildi.” diyen kimse, bana iman eden ve yıldızların gücünü inkâr edendir. “Falan ve falan yıldızlarla bize yağmur verildi.” diyen kimse de beni inkâr edip, yıldızların gücüne inanan kişidir.” dedi.”[1]

v Buhârî’nin (4147) rivayet ettiği bir hadis de şöyledir:

“Resûlullah (s.a.s.) ile birlikte Hudeybiye yılında (Hudeybiye’ye) geldik ve o gece yağmur yağdı. Ardından Resûlullah (s.a.s.) bize sabah namazını kıldırdı. (Namazı bitirdikten) sonra da bize dönüp:

“Rabbiniz ne buyurdu biliyor musunuz?” diye sordu. Biz de:

“Allah ve Resûlü daha iyi bilir.” dedik. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Allahu Teâlâ dedi ki: “Kullarımın arasından bana iman eden de oldu, inkâr eden de. “Allah’ın rahmeti, rızkı ve fazlıyla bize yağmur verildi.” diyen, bana iman eden ve yıldızların gücünü inkâr edendir. “Falan yıldız tarafından bize yağmur verildi.” diyen ise, yıldızın gücüne inanan ve beni inkâr edendir.”

v Buhârî’nin (7503), lafzını kısaltmış olarak rivayet ettiği hadis şöyledir: “Resûlullah’a (s.a.s.) yağmur verildi (duasının vesilesiyle yağmur yağdı) ve dedi ki:

“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Kullarımın içinden beni inkâr eden de oldu, iman eden de.”

v Müslim’de (71) Buhârî’nin ilk rivayet ettiği lafız gibi rivayet etmiştir.

5) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Rabbinizin ne buyurduğunu bilmiyor musunuz? Buyurdu ki: “Kullarıma ne zaman bir nimet versem, içlerinden bir grup onu inkâr eder ve “yıldız verdi ve yıldızla geldi (yani bu nimet, yıldız sayesinde veya yıldız tarafından verildi)derler.”[2]

Allah’ı Birlemenin ve O Kendisini Nasıl Vasfetmişse Öylece İman Etmenin Vacip Oluşu

6) Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayetle, o dedi ki: Resûlullah (s.a.s.) şöyle dedi: “Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Âdemoğlu hiçbir hakkı olmadığı hâlde hem bana sövdü, hem de beni yalanladı. Bana sövmesi: “Benim oğul edindiğimi uydurması”; beni yalanlaması da: “Benim kendisini ilk kez yarattığım gibi tekrar diriltmeyeceğimi söylemesidir.”[1]

v Yine bir lafzında (4974) şöyle rivayet etmiştir.

“Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Âdemoğlu beni yalanladı, halbuki onun beni yalanlaması asla kendisine yaraşmaz. Âdemoğlu, bana kötü konuştu (bana sövdü), oysa bana sövmesi ona yaraşmaz. Onun beni yalanlaması, “Benim kendisini ilk kez yarattığım gibi tekrar diriltmeyeceğimi söylemesidir.” Oysa ki benim için, bir şeyi sonradan diriltmek, ilk kez yaratmaktan daha zor değildir. Bana kötü konuşması ise, “Allah kendine oğul edindi” demesidir. Oysa ki ben, tek ve her şeyden müstağni olan (samed olan) Allah’ım. Doğurmadım, doğurulmadım ve hiçbir şey bana denk olmadı.”

v Buhârî’nin kendisine ait başka bir rivayet lafzı ise şöyledir:

“Âdemoğlu hakkı olmadan beni yalanladı ve hakkı olmadan bana kötü konuştu (sövdü). Beni yalanlaması, “Benim kendisini, ilk kez yarattığım gibi tekrar diriltemeyeceğimi söylemesidir.” Bana sövmesi ise, “Allah kendine oğul edindi” demesidir. Oysaki Ben tek ve her şeyden müstağni olan (samed) Allah’ım, doğurmadım, doğurulmadım ve hiçbir şey bana denk (küfüven) olmadı.”

Hadiste geçen “samed” kelimesinin anlamı; otoriterliğin ve efendiliğin en yüce, en üst mertebesidir ki, hiçbir şey O’nun üzerinde egemen olamaz.

Yüce Allah’ın (c.c.) “küfüven” kavlinin manası da ortağının, benzerinin, denginin olmamasıdır.

7) İbn Abbas (r.anhuma)’dan gelen rivayette, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurur:

“Allah (c.c.) dedi ki: “Âdemoğlu hakkı olmadan beni yalanladı ve (yine) bana hakkı olmadan bana kötü konuştu. Beni yalanlaması, “Benim kendisini, ilk kez yarattığım gibi tekrar diriltemeyeceğimi zannetmesidir.” Bana sövmesi de, “Benim bir oğul edindiğimi söylemesidir.” Şüphesiz bir eş ya da oğul edinmekten kendimi tenzih ederim.”[2]

buhari-ve-muslimde-gecen-kudsi-hadisler \ buhari-ve-muslimde-gecen-kudsi-hadisler

Buhari Ve Muslimde Gecen Kudsi Hadisler” kitap hakkında daha fazla bilgi edinmek için Ücretsiz pdf olarak almak için aşağıdaki indirme düğmesini tıklayın

Bozuk bağlantıyı bildirin
Siteyi Yardim Et


for websites

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *